|
 |
|
süper siteee |
|
|
|
|
|
 |
|
MEKTUPLAR |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Selam...
Önce şunu söylemeliyim, benimle etkileşiminde asla bildik kalıpların baskısını hissetme... Ne kadar zor da olsa, bireysel ve bütünsel potansiyelimizi şekillendiren, sıradanlaştıran genel-geçer bilince rağmen, herşeye inat kendim gibi olmaya niyetliyim.... Ben herkesi birleştiren özle ilgileniyorum, şekil ve formla değil. Ve özde öylesine yakınız ki, şimdi bizi ayıran farklılıklar o noktada eriyip yok oluyor tamamen...
Sunu unutma canım, asla başka birinin yolu, yöntemi seninkiyle birebir örtüşemez. Farklı deneyimlerin bilgisi sana kendi yolunu bulmada yardımcı olabilir ancak. Sen belli bir farkındalık içinde yaşadıkca yasam planını farketmeye başlayacaksın. Ve zamanla, özgün yaşam planına uygun deneyimleri nasıl kendine çektiğini daha net farkedeceksin.
Bilhassa acı veren deneyimlere dikkat et, sadece sana özel bir mesaj içeriyordur her biri ve sana bir şeyleri daha halledemediğinin sinyalini taşır... Ve ne "acı" ki, sen o dersi aşana kadar gitgide daha zorlayan benzer olaylar içinde bulursun kendini.
Benim düşünceme göre, kişinin yolu ve yolculuğu, salt duyduklarını veya okuduklarını zihninde çözümlemeye çalışmasıyla değil, ama kendi yaşamında aktif bir rol almasıyla belirginleşir. Fiziksel yaşama uyum sağlamak için belli ölçüde düşünce zincirimizi kurmaya ve beslemeye mecburuz, kabul, ama bence ruhsal gelişimimizin yolu hissetmekten geçer. Lütfen etkileştiğin herşeyi, ama tüm hücrelerinle, hissederek yaşamayı seç. Aslında tüm büyük öğretiler sadece ve sadece bu mucizeyi içselleştirmemizin yollarını gösterir bize. Hepsi gerçeği farklı kelimelerle dillendirir, ama sen sevgiyi yaşamına kattığın oranda o gerçeği sözsüz, sessiz yaşarsın zaten.
Bu noktada sana önerim sadece şu olabilir, bir şeyleri değiştirmeye çalışma, doğal akışı içinde olaylara olabildiğince doğal olarak katıl. Zamanı geldiğinde terketmen gereken şeyler zaten yaşamından uzaklaşacaktır. Hazır olmadığın bir noktada belli bir değişime zorlarsan kendini, içsel dengeni kurmaya çalışırken daha da bozarsın, n'olur yapma bunu...
Sevgimle...
Aslında herkes yaşamdaki gerçek yerini, bu platformda bulunuşunun nedenini arıyor, ama maddenin ötesine bakamıyanlar için bu arayış sadece bir uç deneyimden diğerine sürülenmekten ibaret kalıyor...
Oysa her şeyi anlamlandıran, bize sunulmuş en büyük ödül olan sevgi -- ama bilindik, yıpranmış, yozlaşmış anlamıyla değil... Hepimizin özde bir olduğunu hissettirecek derecede sevgi potansiyelini yaşamında işlevselleştirebilen kişi, en sade olayda, en dertli ortamda bile mucizeyi algılayacaktır inan.
N'olur sevgiyi anlamaya ada kendini, yaşamı en doğal haliyle karşılayabilmenin anahtarı sevgide... n'olur sevgide bilgeleş...
İzin verirsen okumanı önerebileceğim pek çok kitap var, başta Halil Cibran'in eserleri, Krishnamurti "İçsel Özgürlük", Richard Bach "BİR" ve niceleri.
İnanıyorum ki, okudukça pek çok ince sorular belirecek sende...
Ve konuşuruz, paylaşmak istediğin soruların oldukça...
Sevgimle...
Sevgili Sen...
Ah, nasıl hissettiğini anlıyorum ve isyanın bana bir o kadar aşina... Ama inan, öyle bir acı/ pişmanlık/ suçluluk eşiği var ki, o noktada ve o anda, eğer kararlıysa isteğin, "yeter" diyor ve bambaşka bir "sen" olarak uyanıyorsun...
Kabul, her an çok yoğun derslerle karşı karşıya bulabiliyoruz kendimizi, ama aslında tüm bu dersleri geçmişin duygusal yaralarını iyileştirmek için farklı bir bilinçlilik alanında kendimize çekiyoruz. Bir anlamda bunlar seçimlerimizin sonucu olarak hasta olduğumuzda almak zorunda olduğumuz, ama aynı zamanda almakta zorlandığımız, "acı ilaçlar"...
N'olur arkadaşım, yeniden sevgiyi bul içinde... Öyle çok sefer, öylesine yoğun hissettin ki, biliyorsun, sevgi var... İzin ver, tekrar devinsin icinde, tekrar aksın senden çevrene...
... Ve asla şimdi ve burada varolduğuna inanmak istediğimiz güzel dünyaya pencereni kapatma...
Sevgimle...
Dostum,
Doğu felsefesinde boşluk kavramı ne kadar vurgulanır, bilirsin... Ve kişinin boşluğu deneyimleyimlemeye en yaklaştığı nokta sessizliği işitebildiği haldir bence...
Zen ustası öğrencisine "Çanın her vuruşu arasındaki sessizliği farket." der, çünkü sessizlik olmasa ses duyulamazdı asla.
Eğer kelimeler bulutlarsa, sessizliktir gökyüzü... Bulutlar binbir form tutar - her an değişim içinde - birleşir dağılırlar sürekli; bazıları ışığı perdelerken, bazıları süzer ince ince; kimi gülümserken mutluca, bir anda kararır ve ağlar yeryüzüne damla damla...
Ama gökyüzü hep aynı kalır, hep orada -- sinesinde taşırken bulutları, onların değişiminden etkilenmez, durur değışmeden... Gökyüzü, bulutlar için "mutlak" olandır, tıpkı kelimelerin kalabalığı için sessizlik neyse...
Halil Cibran der ki,
"Karşındakinin gerçeği
sana açıkladıklarında değil,
açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver."
Bu yüzden, ne zaman (ve eğer) olursa, sessizliğini de seveceğimi bil. Söylediklerinle ve söylemediklerinle, sesinle ve sessizliğinle, kabulümsün.
Sevgimle,
Selam,
Ben hariç herkesi düsündüğümü, ben hariç herkesi sevdiğimi farketmem 40 yılımı aldı. Yıllar boyu yaşamdaki asal işlevimin çevremdeki insanları mutlu etmek olduğuna inandırmıştım kendimi. Kimseyi kırmadığım sürece kırılmaya, kimsenin benden talebini geri çevirmediğim sürece incinmeye hazırdım adeta. Evet, çok fazla ve çok sık incindim; ama şimdi biliyorum ki beni inciten "onlar" değildi aslında, "ben"dim...
Ama bir gece, deyim yerindeyse, bir tür acı eşiğinden geçtim ve farklı bir bilinçlilik haline uyandım. Ve yürümeyi öğrenen bir çocuk misali kendimi sevmeye adım attım ve kendimin en iyi dostu olmaya -- çünkü dişarıda değildi aradığım... İşte içimde barışı sağladım dediğimde kastettiğim buydu, yoksa farklı olmasını dilediğim pek çok şey olduğu şüphesiz. Sadece olanı olduğu gibi kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenmeye çalışıyorum.
Yasanan her an yaşamı anlatıyor zaten, yeter ki biz dinlemesini bilelim.
Dinlediğin için sağol...
Sevgimle,
GÜNEŞ
Hep Sana(Deneme)
Sensizlikte başladım yeni bir güne... Bu nasıl bir şey biliyor musun? Bilemezsin...
Bilseydin,aynı acıyı sende yaşatsaydın yaşatır mıydın bana bunu...iki gün oldu senle aynı şehirde değiliz.ne kadar tuhaf değil mi? Aynı şehirde olup da seni görmediğim halde sanki uzansam dokunacaktım sana ama burdan asla...
Gözlerim bir noktaya dalmış öyle; duraksadım bir an...karşımda hayalini hatırlıyor da ne düşündüğümü hiç hatırlamıyorum.
Geceyi seviyorum ya! ayrı bir güzelliği var karanlık çöktüğünde sanki bütün rezillikleri kapatıyor.
Offff! Gene yoksun yanımda... seni çok seviyorum ama yazık bunu sen bile bilmiyorsun. Ah sevdiğim yanımda olup da bana sarılmanı nasıl isterdim. Ama olmadı olacak mı dersen, aslaaaaaa......
Üzülme ama sakın ağlama seni sonsuz bir aşkla seviyorum.
Üzülme seni hayalinle yaşatmaya devam ediyorum,
Ne kadar sürer bende bilmiyorum!!!
Balkondayım şimdi,ya sen nerdesin? Bildiğim bir yerde mi?
Belki de sen de gittin benden sonra başka bir şehre kim bilir?
Burayı seviyorum. Denizin dalgasını dinliyor ve kötü değil hep iyi yönünle seni düşünüyorum. Hatalarını hatırlamıyorum,ihanetini unutuyorum.
Evde de kimse yok(!) resmini aldım karşıma, biraz denizi dinliyor, biraz seni seyrediyorum. Neler neler yaşıyorum. Kendimi dinliyorum da çok kızıyorum kendime.... Sonra elime kalemi alıp yazıyorum...
ben senden uzaktayım sevgili,
çok özledim sıcak tenini,
bir gün dönecek misin geri,
yoksa ben mi gelip alayım seni,
sevgili;
sen benim yüreğimsin,
ama sen hiç düşünmez bırakıp gidersin,
seni asla affetmeyeceğim bilirsin....
of ne zordu bu aşk(!)
seni sevmediğimi zannedip gidiyorsun,
aşk değil bu bir sürgün,kaçak
sakın arkaya dönme,
sakın sakın,
çünkü o an anlayacaksın
sana olan sevgimi,
seni seviyorum


|
|
|
|
|
|
|
 |
|
S@@t |
|
|
|
Tüm Günler 11 ziyaretçi (22 klik) kişi burdaydı! |